REKLAMCI Atamız: MICHELANGELO

Yanlış hatırlamıyorsam, 1480’lerin başıydı ve Vatikan Sarayı’nda Papa 4.Sixtus’un çalışma odasında tuhaf bir telaş hüküm sürüyordu.

İnşasına 1473 senesinde başlanan Sistine Chapel, neredeyse 8 yıl süren hummalı çalışmaların sonunda Katolik dünyasının mimari bir başyapıtı olarak hayata geçmek üzereydi… Hakkını teslim edelim: Mimar Giovanni dei Dolci gerçekten de ustalığını sarayın içindeki bu şapel için konuşturmuştu.

Ancak Papa 4.Sixtus’un ihtiyar kafasını kurcalayan şey bambaşkaydı.

Sistine Chapel’in dekorasyonu nasıl olacaktı?

1481 yılından 1483’e dek, Floransa’dan gelen dönemin ünlü sanatçıları henüz inşaat halinde olan şapelin duvarlarına freskler resmettiler. Çok da güzel ve etkileyici işlerdi bunlar… Ama 4.Sixtus’un asıl görmek istediği şeyi görebilmesine ömrü vefa etmedi.

Peki neydi o?

İşte o hayal; bugün sanat tarihinin en olağanüstü işlerinden biri kabul edilen “Sistine Ceiling” yani Sistine şapelin tavan süslemeleriydi.

Bir sonraki Papa 2.Julius, elbette büyük bir heyecan ve sorumlulukla bayrağı devraldı.

Şimdi zaman, Sistine Chapel’in yaklaşık 40 metre x 13 metre ölçülerindeki tavanını Hristiyan tarihinin en etkileyici görselleriyle donatma zamanıydı.

 

……………………………………………………..

 

1500’lerin başı.

Papa 2.Julius’un çalışma odasının kapısı seri tıklamalarla vuruldu. Belli ki havada heyecanlı bir şeyler vardı.

 

Camerlengo odaya daldı. (Camerlengo: Papa’nın Yaveri ya da bugünkü konumlamayla bir çeşit Özel Kalem… falan)

-“Bir fikrim var sevgili sayın Papa’m! Umarım siz de benim kadar heyecanlanırsınız!”

-“Sanırım buldum: Sistine Chapel’in tavan süslemeleri için birini buldum!”

 

Papa dikkat kesildi ve “Hadi çabuk söyle” dercesine eliyle Camerlengo’suna işaret etti.

 

-“Floransa’da herkesin konuştuğu ve çok beğenilen genç bir sanatçı var. Ressam, şair, mimar, heykeltıraş… Çok yönlü bir sanatçıymış. İsmi: MICHELANGELO.”

 

Genç Camerlengo’nun bu çocuksu heyecanı Papa 2.Julius’u da sarmıştı.

Floransalı Michelangelo’nun Vatikan Sarayı’na çağrılması için emir verdi.

Elbette Camerlengo akıllı ve çalışkan bir yaverdi ve hazırlığını yapmıştı.

-“Bende cep telefonu var… Hemen arayalım çağıralım” dedi.

 

 

“Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor… Mobil cihaz kapalı ya da kapsama alanı dışında olabilir… Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz!”

 

-“Bu sanatçı milleti de… dalgın tipler” diye mırıldandı Papa, “ya kontörü bitmiştir ya da şarja takmamıştır disiplinsiz kerata!”

 

Velhasıl, Papa’nın özel talimatıyla Camerlengo’nun bizzat Floransa’ya gidip Michelangelo’yu getirmesine karar verildi.

 

-“Floransa yakın yer, koskoca PAPA-FORCE ONE’ı almana gerek yok. Eğer bizim kardinaller sağda-solda uçmuyorlarsa, küçük jetlerden biriyle git!” dedi Papa. Bilindiği üzere, Vatikan’da itibardan tasarruf edilmezdi ve Papa Hazretleri’nin hizmetinde çok sayıda uçağı vardı.

 

……………………………………………………….

 

 

Henüz 33 yaşındaki Michelangelo, tam ismiyle Michelangelo di Lodovico Buonarotti Simoni, Vatikan Sarayı’nda Papa 2.Julius’un karşısına çıktığında odada sadece genç Camerlengo vardı.

Papa Hazretleri, karşısında duran bu sakallı, dağınık saçlı, hafif serseri kılıklı genç adamı, dindarlığın kendisine verdiği tevekkülle, pek de yargılamadan, ama gene de biraz küçümseyen bakışlarla süzdü.

-“Senden istediğim, Eyyy genç adam… Sistine Chapel’in tavanını sanatınla donatman!” diye söze girdi Papa.

-“Yüce Tanrı’mızın sana bahşettiği yeteneğinle, Sistine Chapel’in tavanını öyle bir şaheser ile buluştur ki; hangi dinden, hangi ırktan, hangi medeniyetten gelirse gelsin; bu şapelin içine giren her insan… Hristiyanlığa ve Hazreti İsa’ya inanmanın, insanlık için en güzel din olduğuna ikna olsun… Tanrı’nın yüceliği ve İseviliğin kudreti karşısında büyülensin!”

Bu sözler, Michelangelo için adeta bir BRIEF niteliğindeydi.

Papa 2.Julius hazretleri, sanatçıdan net olarak ne istediğini, ne etki yaratmak istediğini, nasıl bir sonuca varmak istediğini, amacını, hedef kitlesini bile tarif ederek, adeta “kristal berraklığı”nda birkaç cümlede özetlemiş ve ONA BİR SİPARİŞ VERMİŞTİ.

Sistine Chapel’in TAVANI : 40 x 13 metre boyutlarında.

Hristiyanlığın adeta “reklamı” olacak bu “mecra”yı EN ETKİLİ BİÇİMDE KULLANMAK! … ve sonuç elde etmek! BRIEF’iniz budur Sayın Michelangelo!

Taranmamış saçları, özensiz giysileriyle 33 yaşındaki Michelangelo di Lodovico Buonarotti Simoni, ELBETTE BU İŞİ BEDAVAYA YAPMAZDI. Yapmadı da.

Hafızam beni yanıltmıyorsa; 1508’den 1512 yılına kadar Michelangelo, Sistine şapelin tavanını inanılmaz fresklerle süsledi. Kurulmuş iskelelerin üzerinde sırt üstü yatmış vaziyette Hristiyanlık tarihinin, Rönesans döneminin en etkileyici işlerinden birine imza attı.

Bu dört senelik süreçte Vatikan Sarayı, Michelangelo Usta’ya keselerce altın ödedi, yattığı yeri, yediği yemeği karşıladı. Onu tabir-i caizse “pamuklar içinde” ağırladı. Bu dev sanatçıya para karşılığı olağanüstü bir eser yaptırttı ve bir anlamda da onun sanatını satın aldı.

Şimdi soru şu:

Sizce Michelangelo, kendi döneminin bir “REKLAMCISI” kabul edilebilir mi?

………………………………………..

 

KISSADAN HİSSE

Sanat dünyasında bilinen bir kavram: “Commissioned Artist”.

Yani, bir müşterinin kendi istekleri doğrultusunda çalıştıracağı bir sanatçıyı ve onun yaratacağı sanat eserini kiralama ya da satın alma yöntemiyle hizmetine alması.

Eğer bir reklam verenseniz.

Sizin için çalışmasını ve üretmesini istediğiniz REKLAMCI’ya saygılı ve açık olun. Cömert olun. Sevgiyle bakın. Hayatını kolaylaştırın ve onun sanatını (bir süreliğine de olsa) sizin için ürettiğini unutmayın.

Michelangelo’yu iyi brief’leyen, onun emeğinden esirgemeyen Papa 2.Julius gibi olun. Hakkını verin ki hakettiğinizi alın.

O zaman iyi işler oluyor.

Copywright: emre.noyan.istanbul@gmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dİğer YaYINLAR